Mushaf dabtı aşamaları başlıklı yazımızda; Kuran’ı Kerim metni üzerinde müşahede ettiğimiz hareke ve noktalama işaretlerinin oluşum aşamalarını kısaca izah etmeye çalıştık. Kısaca diyoruz; çünkü asırlar boyunca ihtiyaca binâen gelişim gösteren, amacı Kuran ayetlerinin doğru ve kolay okunmasını sağlamak olan bu işaretleme (dabt) yolculuğunu tek bir sayfaya sığdırmak mümkün değildir. Mushaf yazım ve dabt konularına ilgi duyan okurlarımız ileri seviye araştırma ve okuma yaparak biraz daha detaylı bilgi edinebilirler.

Mushaf Dabtı Nedir?

Dabt; Kuran’ı Kerim’de bulunan harflerdeki nokta, hareke ve diğer  tüm özel işaretlerin tümünü ifade etmek için kullanılan bir terimdir. Allah Rasulü’nün vefatından sonra Kuran hafızlarının şehit olmalarından dolayı, Kuran ayetlerinin iki kapak arasında toplanıp bir kitap haline getirilmesine karar verildi. Hz. Ömer’in teklifiyle Hz. Ebubekir zamanında, Allah Rasülü sallallahu aleyhi ve sellem’ in huzurunda yazılan ayetler toplanıp bir mushaf haline getirildi. Bu kutlu vazifeyi üstlenen komisyonun başkanı Hz. Zeyd b. Sabit ra’ dır. Hz. Osman zamanında ise bu ilk mushaftan başka mushaflar çoğaltılarak islam beldelerine gönderilmiştir. Bu gönderilen mushaflara Hz. Osman’a ithâfen Mesahif-i Osmaniyye denilmiştir.

Dabt Aşamaları

Nokta ve harekelerin yer almadığı kelimelerin sadece ana iskeletlerinin olduğu bu ilk Kuran nüshalarının yazım tarzı, anadili Arapça olmayan müslümanların harf ve hareke hataları yapmalarına sebep olmuştur. İlerleyen dönemlerde bu tarz hataların önüne geçebilmek için kısaca şu adımlar atılmıştır diyebiliriz:

1.  Harekeleme İşlemi: 

  • Hareke İçin Nokta Kullanılması :

İlk aşama olarak; harekeleme için şu şekilde noktalama yapılmıştır:

  • Fethalı harfin üstüne
  • Dammeli harfin önüne
  • Kesralı harfin ise altına
  • Tenvin için ise de harfe iki nokta konulmuştur.

Kuran metni üzerinde noktalar koyarak ilk harekeleme işlemini yapan Ebu Esved ed-Dueli’dir. Bu işleme nakt adı verilmiştir.

2. Noktalama İşlemi: 

İkinci aşama olarak; ana iskeleti birbirine benzeyen harflerin ayırt edilmesi için noktalar konulmuştur. Bu işleme i’cam adı verilir. Harflerin noktalı olanlarına “el-Hurûf’ül-Mu’ceme”, noktasız olanlarına ise,“el-Hurûf’ül-Mühmele” denilmiştir. Bu işlemi ise Nasr b. Âsım yapmıştır.

3. Noktalarda Farklı Renklerin Kullanımı:

Hem hareke hem de harflerin nokta ile gösterilmesi bazı zorluk ve karışıklığa neden olmuştur. Bu nedenle hareke için ayrı, noktalama için ayrı renkte noktalar kullanılmıştır.

4. Bugünkü Hareke Şeklinin Uygulanması:

Metinde noktalar için farklı renkler kullanmak yeterli bir çözüm olmayınca Halil b. Ahmed el-Ferahîdî, hareke olarak kullanılan noktayı çizgiye dönüştürmüştür. Ayrıca tenvin için aynı işaretten iki tane, şedde için “şîn” harfinin üçlü dişini, cezm için ise mîm harfinin başı kullanılmıştır.

Yanısıra Arap alfabesinde kendine ait özel bir yazım şekli olmayan tek harf olan hemze için Halil b. Ahmed “ayn” harfinin başını icat etmiştir.

İlerleyen asırlarda dabt işaretlerinde farklılıklar ortaya çıkmış, ilk asırlarda kullanılmayan yeni işaretler kullanılagelmiştir. Amacı Kuran’ın doğru okunmasına vesile olmak olan dabt işaretlerinin bu şekilde farklı olmasının ayrı bir zenginlik ve kültürel miras olduğu aşikârdır. Ayrıca ictihada açık olan bu konu tüm ilmi sahalarda olduğu gibi burada da ehline bırakılmıştır ve bırakılmalıdır…

Bu konu ile alakalı yeni bir yazı ve sunum yakında sitede olacak inşaallah … ⌛