Sadece Kuran’ı Kerim tilavetine has olan okuyuş kuralları başlıklı yazımızda; Dr. Eymen Suveyd hocanın Cezeriyye Manzumesi şerhi dersinden, konu ile alakalı kısa bir bölümün çevirisini yapacağız.

Sadece Kuran’ı Kerim’e Has Olan Kurallar

Allah Rasulü’nün (صلى الله عليه و سلم ) zamanında yaşayan Arapların günlük konuşmaları ziyadesiyle fasih, açık, seçik idi. Kalın harfleri kalın, ince harfleri ince okurlar, kalkale, hems, tefeşşi gibi harflerin asli sıfatlarını da uygularlardı. İhfa dediğimiz durumlarda nun harfinin mahrecine gitmeden ardından gelen harfin mahrecine giderlerdi. Kısacası günlük konuşmalarında harflerin mahreçlerini, asli ve arizi sıfatlarını çok güzel bir şekilde uygularlardı.

Kuran’ı Kerim, fasih Arapça üzerine nâzil oldu. Lakin dört husus vardır ki; bunlar sadece Kuran’ı Kerim tilavetine has kılınmıştır. Şimdi alttaki kısa videonun çevirisinde bu dört maddeye değinelim.

Kuran’a Has Olan Okuyuş Özellikleri

Tecvid hükümleri olarak bildiğimiz hükümlerden sadece dört tanesi Kuran’ı Kerim’e özeldir:

1. Medlerin tabi halinden daha fazla uzatılması

Asli med hariç tüm med çeşitleri buna dahildir. Meddi lazım, meddi muttasıl, meddi munfasıl, meddi sıla kübra, meddi arız ve meddi lin

2.  Gunne sesinin uzatılması

Nun ve mim harfinin en kamil gunne (şeddeli ve idğam durumları) ve kamil gunne ( ihfa ve iklab) durumları gibi.

3. Sekte

Sekte, Kuranı Kerim’de geçen bir harf üzerinde, nefes alıp vermekten daha kısa bir süre zarfında okuyuşa devam kastı ile sesi kesmek demektir. Bu durum sadece Kuran’ı Kerim’e hastır. Ayrıca farklı kıraatlerde belli kurallar dahilinde pek çok yerde sekte yapılırken Hafs rivayetinde sadece dört kelimede vacip sekte vardır. Lakin Arapların günlük konuşmalarında böyle bir durum söz konusu değildir.

4. Tilavet esnasında sesi güzelleştirmek

Berâ b. Âzib -radıyallahu anh-‘dan rivayet edildiğine göre, Rasûlullah -صلى الله عليه و سلم – şöyle buyurdu:Kur’an-ı Kerim’i sesinizle güzelleştirin” diye buyurmuştur.  Tilavet esnasında sesi güzelleştirmek Kuran’a has bir özelliktir.

Geriye kalan tecvid kuralları olarak öğrendiğimiz tüm kaideler fasih Arapçanın kurallarıdır.  Mesela: Bir Arap evinde konuşurken  مَنْ قَال هذَا dediğinde mim harfinden sonra -dilini nun harfinin mahrecine koymadan- kaf harfini telaffuz ederler. Veya  وَمَنْ يَفْعَلُ هذا mim harfinden sonra -dilini nun harfinin mahrecine koymadan- ya harfini söylerlerdi. Lakin ya harfine gunne sesi vermezler. (Biz ilkine ihfa, ikincisine idğam diyoruz)

Velhasılı kelam; Cebrail, (as) Allah Rasulü’ne (صلى الله عليه و سلم ) Kuran’ı Kerim’i, -fasih Arapçanın kurallarına ek olarak- medlerin ve gunne sesinin uzatılması, belli yerlerde sekte yapılması ve kıraat esnasında sesin güzelleştirilmesi esaslarına göre indirdi. Allah Rasülün’e (صلى الله عليه و سلم ) bu şekilde öğretti.