Vakıf ve ibtida konusunu İmam ibnu’l Cezeri Kuran okuyucusunun bilmesi gereken konular arasında zikretmiştir. Bu kadar önemli bir konu malesef Arapça bilen Kuran okuyucuları tarafından bile ihmal edilmekte, gereken ehemmiyet gösterilmemektedir. Zannımızca bunun sebeplerinden biri de Kuran’ı Kerim’i sadece bir ders olarak görüp mesajlarını anlamaya yönelik bir teşvik ve çabanın olmamasıdır.
Vakıf Ve İbtida
Belirli kurallara dayanarak vakıf (duruş) ve ibtida (başlangıç) yerlerini ve çeşitlerini gösteren, bu konuda nelerin caiz olup/olmayacağını bildiren ilme denir. Bu ilim sayesinde kelimelerin ait oldukları cümleden çıkarıp başka cümleye eklememize engel olur. Bu sayede Rabbimizin ayeti kerimelerindeki muradını doğru ve net bir şekilde anlamış oluruz. Zira manayı korumamız için hangi kelimede durup/duramayacağımızı bilmemiz önemlidir. Ve tabi ki bunları bilmemiz için iyi bir Arapça, meal ve tefsir bilgimizin olması gerekir.
İctihada dayalı olmakla beraber alimlerimiz bize bu konuda yardımcı olmak için minik durak işaretleri koymuşlardır. Mesela: ج – م gibi. Bu yüzden onların koymuş olduğu bu işaretleri takip ederek Kuranı Kerim’in anlamını daha iyi anlayabiliriz. Ve uygun olmayan yerlerde durduğumuzda oluşabilecek mana eksikliğinden kurtulmuş oluruz. En önemlisi doğru olmayan, zıt bir mananın ortaya çıkmasını engellemiş oluruz.
İmam İbnu’l Cezeri‘nin dediği gibi; وَلَيْسَ فِي الْقُرْآنِ مِـنْ وَقْـفٍ وَجَـبْ وَلاَ حَـرَامٌ غَيْـرَ مَــا لَــهُ سَـبَـبْ Kuranı Kerim’de şer’an yapılması vacip veya haram olan hiçbir vakıf yoktur. Mana bütünlüğünü bozmayan her Kuran kelimesi üzerinde vakıf yapılabiliriz.
Aşağıdaki sunumumuzda kaç çeşit vakıf ve ibtida olduğunu ve hükümlerini öğrenebilirsiniz. En önemlisi konuya dair örnekler bulabilirsiniz.